![]() Gözümün Nuru Namaz Namaz, Cenâb-ı Hakk'ın sadece müslümanlara ikrâm ettiği mânevî bir nîmetidir. Rûhun gıdâsı, kalblerin şifâsı ve dertlilerin devâsı olup insana sıhhat, neşe ve zindelik verir. Namaz, mü'minin mirâcı olup, kulu Allah'a yaklaştıran, rûhen arındırıp yücelten, bir ibâdettir. İnsanın Allah indindeki değeri, namaza verdiği değer kadardır. Namaz, gözümüzün nûru, gönlümüzün sürûru ve huzûrudur. Bir hadîs-i şerîflerinde: 'Dünyâdan bana üç şey sevdirildi: Sâliha kadın, Güzel koku ve Gözümün Nûru Namaz.' Diye buyurmuşlardır. Sevgili Peygamberimizin namazdan bahsederken 'Gözümün Nûru' tâbirini kullanmaları, bu ibâdetin kudsiyyetine, önemine ve şerefine işârettir. ![]() ![]() Namaz Gözümün Nuru Mumsema Râsulullah'ýn Namazý Namaza büyük ehemmiyet veren Resûl-i Ekrem Efendimiz, onu kýlarken derin bir aþk, vecd ve istiðrak hâlinde olurdu. Rabbi’nin huzûrunda olduðunun þuurunda ve bunun gerektirdiði tâzim ve haþyet duygularý içinde namaz kýlardý. Abdullâh bin Þýhhîr -radýyallâhu anh-, Efendimiz’in huþûunu þöyle anlatmaktadýr: “Bir keresinde Resûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanýna gitmiþtim. Gözümün Nuru ein Film von Hakkı Kurtuluş und Melik Saraçoğlu mit Melik Saraçoğlu, Hakkı Kurtuluş. Inhaltsangabe: M. Genc ist ein junger Cineast. Gözümün Nuru ist bei Facebook. Tritt Facebook bei, um dich mit Gözümün Nuru und anderen Nutzern, die du kennst, zu vernetzen. Facebook gibt Menschen die. ![]() Namaz kýlýyor ve aðlamaktan dolayý göðsünden, kaynayan kazan sesi gibi sesler geliyordu.” (Ebû Dâvûd, Salât, 158) Ýnsanýn vücûdu, dili ve kalbiyle huþû içinde kýldýðý ve kendisini bütünüyle Allâh’a verdiði namaz, muhabbetullâha nâil olmak ve O’nun sonsuz rahmetini harekete geçirmek için mühim bir sebeptir. Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-namazýn büyük bir huþû ve saygý içerisinde, yalvarýp yakararak kýlýnmasý gerektiðini þöyle ifâde etmiþlerdi: “Namaz ikiþer ikiþer kýlýnýr. Her iki rekâtta bir teþehhüd vardýr. Namaz, huþû duymak, tevâzû ve tezellül ýzhâr etmektir. (Bitirince de) ellerini, içleri yüzüne dönük olarak Yüce Rabbine kaldýrýrsýn ve Yâ Rabbî! Diye yalvarýrsýn. Kim bunu yapmazsa namazý ek-----.” (Tirmizî, Salât, 166) Zira Efendimiz, kýyâmý uzun olan namazlarýn daha faziletli olduðunu söylerdi. (Müslim, Müsâfirîn, 165) Dolayýsýyla Efendimiz, nâfile kýldýðý namazlarý dilediðince uzatýr ve Allâh Teâlâ ile berâberlikten doyumsuz bir zevk alýrdý. Birgün nâfile namaz kýlmakta olan Efendimiz’e tâbî olan Huzeyfe -radýyallâhu anh- þöyle anlatýyor: “Bir gece Allâh Resûlü ile berâber namaza durdum. Bakara sûresini okumaya baþladý. Ben içimden, «Yüzüncü âyete gelince rukûya varýr.» dedim. Yüzüncü âyete geldikten sonra da okumasýný sürdürdü. «Herhalde bu sûre ile iki rekât kýlacak» diye zihnimden geçirdim. Okumasýna devam etti. «Sûreyi bitirince rükûya varýr» diye düþündüm. Ancak yine bitirmedi, Nisâ sûresini okumaya baþladý. Bitirince de Âl-i Ýmrân sûresine baþladý. Aðýr aðýr okuyor; tesbih âyetleri geldiðinde «sübhânallâh» diyor, duâ âyeti geldiðinde duâ ediyor, istiâze âyeti geldiðinde de Allâh’a sýðýnýyordu. Sonra rükûya vardý. «Sübhâne Rabbiye’l-Azîm» demeye baþladý. Rükûu da kýyâmý kadar sürdü. Sonra «Semiallâhu limen hamideh. Rabbenâ leke’l-hamd» diyerek (doðruldu). Rükûda durduðuna yakýn bir müddet kýyamda durdu. Sonra secdeye vardý. Secdede «Sübhâne Rabbiye’l-A’lâ» diyordu. Secdesi de kýyâmýna yakýn uzunlukta sürdü.” (Müslim, Müsâfirîn, 203) En Kâmil Amel Muhammed Pârsâ hazretleri, Hak âþýklarýnýn namaza verdikleri ehemmiyeti þöyle anlatýr; “Zikir nûruyla bezenen son merhaledeki sâlik için en fazîletli vird ve en kâmil amel namazdýr. Çünkü namaz bütün ibâdetleri ihtivâ eden en mükemmel ibâdettir.” ¸ (Üsve-i Hasene shf. 121) Mevlânâ diyor ki; Mevlâna -kuddise sirruh- insaný Allâh’a vâsýl eden gerçek namaz hâlini ve bu duygularý sâir vakitlerde de muhâfaza edebilenlerin durumunu þöyle terennüm eder: “Bize doðru yolu gösteren, bizi kötülüklerden alýkoyan namaz, beþ vakitte kýlýnýr. Halbuki âþýklar, dâimâ namazdadýrlar! O gönüllerindeki aþk, baþlarýndaki ilahî sevgi, ne beþ vakitle yatýþýr, ne de beþ yüz bin vakitle geçer gider! «Beni az ziyâret et!» sözü, âþýklara göre deðildir. Gerçek âþýklarýn canlarý pek susuzdur! «Beni az ziyâret et!» sözü balýklara uyar mý? Onlarýn canlarý, deniz olmadýkça yaþayabilir mi? Bu denizin suyu pek korkunçtur; ama, balýklarýn mahmurluðuna göre bir yudumcuktur! Bir an için ayrý düþmek, âþýða bir sene gibi gelir.” ( Mesnevî, beyt. Râsulullah'ýn Namazý Namaza büyük ehemmiyet veren Resûl-i Ekrem Efendimiz, onu kýlarken derin bir aþk, vecd ve istiðrak hâlinde olurdu. Rabbi’nin huzûrunda olduðunun þuurunda ve bunun gerektirdiði tâzim ve haþyet duygularý içinde namaz kýlardý. Abdullâh bin Þýhhîr -radýyallâhu anh-, Efendimiz’in huþûunu þöyle anlatmaktadýr: “Bir keresinde Resûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanýna gitmiþtim. Namaz kýlýyor ve aðlamaktan dolayý göðsünden, kaynayan kazan sesi gibi sesler geliyordu.” (Ebû Dâvûd, Salât, 158) Ýnsanýn vücûdu, dili ve kalbiyle huþû içinde kýldýðý ve kendisini bütünüyle Allâh’a verdiði namaz, muhabbetullâha nâil olmak ve O’nun sonsuz rahmetini harekete geçirmek için mühim bir sebeptir. Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-namazýn büyük bir huþû ve saygý içerisinde, yalvarýp yakararak kýlýnmasý gerektiðini þöyle ifâde etmiþlerdi: “Namaz ikiþer ikiþer kýlýnýr. Her iki rekâtta bir teþehhüd vardýr. Namaz, huþû duymak, tevâzû ve tezellül ýzhâr etmektir. (Bitirince de) ellerini, içleri yüzüne dönük olarak Yüce Rabbine kaldýrýrsýn ve Yâ Rabbî! Diye yalvarýrsýn. Kim bunu yapmazsa namazý ek-----.” (Tirmizî, Salât, 166) Zira Efendimiz, kýyâmý uzun olan namazlarýn daha faziletli olduðunu söylerdi. (Müslim, Müsâfirîn, 165) Dolayýsýyla Efendimiz, nâfile kýldýðý namazlarý dilediðince uzatýr ve Allâh Teâlâ ile berâberlikten doyumsuz bir zevk alýrdý. Birgün nâfile namaz kýlmakta olan Efendimiz’e tâbî olan Huzeyfe -radýyallâhu anh- þöyle anlatýyor: “Bir gece Allâh Resûlü ile berâber namaza durdum. Bakara sûresini okumaya baþladý. Ben içimden, «Yüzüncü âyete gelince rukûya varýr.» dedim. Yüzüncü âyete geldikten sonra da okumasýný sürdürdü. «Herhalde bu sûre ile iki rekât kýlacak» diye zihnimden geçirdim. Okumasýna devam etti. «Sûreyi bitirince rükûya varýr» diye düþündüm. Ancak yine bitirmedi, Nisâ sûresini okumaya baþladý. Bitirince de Âl-i Ýmrân sûresine baþladý. Aðýr aðýr okuyor; tesbih âyetleri geldiðinde «sübhânallâh» diyor, duâ âyeti geldiðinde duâ ediyor, istiâze âyeti geldiðinde de Allâh’a sýðýnýyordu. Sonra rükûya vardý. «Sübhâne Rabbiye’l-Azîm» demeye baþladý. Rükûu da kýyâmý kadar sürdü. Sonra «Semiallâhu limen hamideh. Rabbenâ leke’l-hamd» diyerek (doðruldu). Rükûda durduðuna yakýn bir müddet kýyamda durdu. Sonra secdeye vardý. Secdede «Sübhâne Rabbiye’l-A’lâ» diyordu. Secdesi de kýyâmýna yakýn uzunlukta sürdü.” (Müslim, Müsâfirîn, 203) En Kâmil Amel Muhammed Pârsâ hazretleri, Hak âþýklarýnýn namaza verdikleri ehemmiyeti þöyle anlatýr; “Zikir nûruyla bezenen son merhaledeki sâlik için en fazîletli vird ve en kâmil amel namazdýr. Çünkü namaz bütün ibâdetleri ihtivâ eden en mükemmel ibâdettir.” ¸ (Üsve-i Hasene shf. 121) Mevlânâ diyor ki; Mevlâna -kuddise sirruh- insaný Allâh’a vâsýl eden gerçek namaz hâlini ve bu duygularý sâir vakitlerde de muhâfaza edebilenlerin durumunu þöyle terennüm eder: “Bize doðru yolu gösteren, bizi kötülüklerden alýkoyan namaz, beþ vakitte kýlýnýr. Halbuki âþýklar, dâimâ namazdadýrlar! O gönüllerindeki aþk, baþlarýndaki ilahî sevgi, ne beþ vakitle yatýþýr, ne de beþ yüz bin vakitle geçer gider! «Beni az ziyâret et!» sözü, âþýklara göre deðildir. Gerçek âþýklarýn canlarý pek susuzdur! «Beni az ziyâret et!» sözü balýklara uyar mý? Onlarýn canlarý, deniz olmadýkça yaþayabilir mi? Bu denizin suyu pek korkunçtur; ama, balýklarýn mahmurluðuna göre bir yudumcuktur! Bir an için ayrý düþmek, âþýða bir sene gibi gelir.” ( Mesnevî, beyt: Benzer Konular - - -.
0 Comments
Leave a Reply. |
AuthorWrite something about yourself. No need to be fancy, just an overview. Archives
May 2019
Categories |